9 Eylül 2011 Cuma

‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ zamanla dalga geçti!



Her sonun bir başlangıç olduğunu hatırlatan Osman’ın dış sesiyle sezonu açan ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’, hatalarla dolu bir bölümle karşımıza geldi. İnsanlar, ağaçlar, yollar, evler, her şey değişir diyen dizi, bir yandan insan tohumuyla filizlenen başlangıçlar sunarken diğer yandan da insan dikkatsizliğiyle gözden kaçan mantıksızlıklar sergiledi.
Silahların patladığı gecenin iki yıl sonrasından devam eden dizide zaman kavramı tamamen unutulmuştu. Öncelikle, saç-sakalla olgunlaştırılan kahramanlara karşın, 1967’deki başlangıçta altı yaşında olan Osman bu sürede hiç büyümemişti. Ayrıca Osman kaçıncı sınıftaydı ki, coğrafi bölgelerimizi öğrenmeye başlamıştı? Sosyal Bilgiler konusu olan dersin o tarihte en iyi ihtimalle üçüncü sınıfta işlendiğini düşünürsek(gerçekte dördüncü olmalı), bu ne Osman ne de diğer öğrencilerin görünümüyle bağdaşmamakta. Buradaki kargaşayı daha iyi izah için ‘genel af’ konusuna da değinelim. 1967 sonrası ilk genel af, 15 Mayıs 1974’te çıktı. 1969’daki kısmi af zaten uymaz çünkü o takdirde dizinin başlangıcından itibaren gelişen olayların yaşanmasına zaman kalmaz. Ayrıca da siyasi suçlular bundan faydalanamaz. Bu durumda bahsi geçen genel affın 1974’teki olması kaçınılmaz. Hal böyleyken sezon başlangıç yılı da 1974’e denk düşmekte… Buradan yola çıkıp Osman’ın yaşını hesaplarsak, baştaki altının üstüne yedi daha eklememiz lazım. Ortaya çıkan rakam 13. Dolayısıyla izleyicinin karşısına 13 yaşında bir Osman çıkartılmalıydı! Görüntüyle çelişen yaş durumunu karakterin gelişim bozukluğuna ya da izleyicinin Osman sempatisini kullanma uyanıklığına bağlayıp kanlı finalde silahı göğüs hizasında tutan Hasefe Hanım’ın oğlunu bacağından vurma becerisine geçelim. O nişan pozisyonunda düz gitmesi gereken kurşun, Ali Kaptan’ı bastonlu ‘Dr. House’a benzetmek için mi yolunu değiştirip bacağa saplanmıştır? Belki de, bir çırpıda silahı kapacak kadar atik olan muhteşem kaynananın ateş ederken eli titremiştir. Nasılsa dizi dünyasında her şey mümkün!
Bu arada, eski Galata Köprüsü’ne neden geldiği belli olmayan Ali Kaptan denizi izlerken arkadan sırayla geçirtilen ve daha kaç tur atacakları merakla beklenilen mavi reno, sarı murat gibi araçlara da takılmadan edemeyeceğim. Peki ya yuva yıkan Caroline’in perişan haline ne demeli? Hadi Ali Kaptan hapse düştü de öyle berduşlaştı. Fettan bankacının o duruma gelmesi, izleyiciye kötü kadın dersini bulur, mesajı vermek için zorlama bir sahne! Diziyi Cemile’nin eski ve yeni evlerinin kıyaslamalarıyla komediye çevirenlere, Ali Kaptan’ın evinin ön ve arka kapılarındaki basamakları ne yaptıklarını da sormadan edemeyeceğim. Hani yıkıldılar desek, yerden yüksekte olan kapıların zemine inmesini nasıl açıklayacağız. Anladık dizi yeni sezona yeni evlerle başladı ama ayrıntılar da önemsenip giderilebilirdi. Velhasıl-ı kelam, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ perdeyi açarken zamanı eyledi viran!
Anibal Güleroğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder