16 Mayıs 2010 Pazar

TAKİYE: ALLAH YOLUNDA…


Takiye, yani gerçek niyetin gizli tutulması, din sömürüsü yapanların başvurdukları yöntem! TAKİYE: ALLAH YOLUNDA, saf ve inançlı insanların Allah adıyla kandırılmasına dair, bir yaşanmışlık öyküsü. Türkiye ve Almanya’da büyük yankı uyandıran gerçek bir dolandırıcılık olayının ‘sansürlü’ hali!
Metin ve Numan Almanya’da yaşayan iki kardeş. Hastanede çalışan Metin, abisinin aksine dini duyguları güçlü biri. Oğlu ve karısıyla mutlu bir yaşam süren Metin, Almanya’daki Türklere faizsiz kazanç vaat eden JİMPA adlı şirkete fazlasıyla güvenir. Metin’in yol göstericisi Hüseyin Bey, görünürde Almanya’daki Türklerin İslam’dan kopmaması için çalışmaktadır. Onun da teşvikiyle, JİPMA’yla bağlarını ilerletmeyi düşünen Metin’i kayınpederi Hoca Efendi, uyarır! JİMPA’nın cami propagandasının ardından cemaati para yatırmaya teşvik eden Metin, kayınpederinin uyarısını dikkate almaz. JİMPA’nın parayı toplayıp kaçmasıyla hatasını anlayacaktır…
Türk-Alman yapımı olan film, politik-dram türünde! Senaryosu, yapımcı Kadir Sözen’e ait olan filmin yönetmeni Ben Verbong. Beş yılda hayata geçirilen projede başrolü üstlenen Berlin doğumlu Erhan Emre, Alman WDR TV için çekilen ‘Dilekler Zamanı’ dizisiyle Avrupa’da dikkat çekmiş bir oyuncu.
Nedense dini konulara eleştirel yaklaşan filme soyunulduğunda, ‘ürkek’ bir yapım ortaya çıkıyor! ‘Ne şiş yansın ne kebap’ zihniyetiyle yazılan senaryoya, yönetmen tedirginliği de eklenince boşlukta kalan filmler izliyoruz. Tıpkı, ‘The İmam’, ‘Takva’, ‘Büşra’da olduğu gibi! TAKİYE: ALLAH YOLUNDA da bu kervana katılmış. Başlangıç jeneriğiyle cesur bir yapım izlenimi veren filmde, konunun gerçekliğine karşın, işlenişteki tutukluk ve kurgudaki kopukluk dikkat çekici! Gerçek öyküyü bilmeyen anlamakta zorlanır. İnanç sömürüsü yansıtılırken, fazlasıyla tedbirli davranılmış. Hedef olma kaygısıyla olsa gerek! Dizilerde başarılı bulunan Erhan Emre, karakterine adapte olamamış. Diğer oyuncular da aynı durumda! Filmin acemiliği onlara da aksetmiş anlaşılan. Bu kadar isabetli bir konunun böylesine amatörce verilmesi, beklentileri boşa çıkarıyor. Yer yer uyutucu tempoda seyreden öyküde, aksiyon ve görüntü de tatminkâr değil. Sözün özü, uyarı misyonuyla yola çıkılmış ama söylemek istenilen fısıldanmış adeta! Sonuçta, sorumlular ima edilse de konu yoruma açık! ‘Yorumlasak da nafile’ deyip beklentisiz izlemekte fayda var.
IRON MAN 2, barış ondan sorulur!
IRON MAN2’de, kimliğini açıklayan Tony Stark dünyadan çok kendisini kurtarmaya çalışıyor. Mickey Rourke da, Stark’ın teknolojiyle yarattığını ev ortamında yapan, Rus malı ‘çakma’ Iron Man! ‘Niye biz de yapmıyoruz’ diye hayıflandım doğrusu. Konu bakımından ilkine göre zayıf kalan filmi, oyuncuların ve yönetmenin ustalığıyla görsel efektlerin kalitesi kurtarıyor. Yer yer komikleşen aksiyon sahneleriyse bilgisayar oyunu izlenimi veriyor! Doğallık sizlere ömür… ‘Dünya barışı bizden sorulur’ diyen, Transformers görünümlü IRON MAN 2, kahraman severler için!
Anibal Güleroğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder