3 Ekim 2011 Pazartesi

‘Bir Kadın Bir Erkek’ ve Bir İnsan Yorumu…

‘Bir Kadın Bir Erkek’ ve Bir İnsan Yorumu…
Hayatında en derin izi bırakan dizi hangisidir diye sorulacak olursa, hiç tereddütsüz vereceğim cevap ‘Bir Kadın Bir Erkek’ olacaktır. Bunun sebebi, ne üç sezondur başarıyla devam edip Türkiye’nin en çok izlenen sit-com’u olması, ne de benim beğenimle ilgili. Bu derin izin nedeni, doğrudan yazı hayatımda yarattığı değişiklikten kaynaklanmakta!
‘Un Gars Une Fille’ adıyla Kanada’da yayınlanmaya başlayan orijinal dizi, ‘Bir Kadın Bir Erkek’ adıyla, Digitürk Türk Max kanalından izleyiciye ‘Merhaba’ dediği günden bugüne yoğun ilgi görmekte. İlker Barış’ın senaryo editörlüğünü üstlendiği yapımda Demet Evgar ve Emre Karayel rollerini başarıyla canlandırmakta. Zeynep ve Ozan’ın, farklı mekânlarda yürüttükleri ilişkilerini, ayrılıkla evlilik arasındaki ikilemin bilinmezliğinde bırakıp tatile giren dizi, 19 Eylül Pazartesi günü 4’üncü sezonun başlangıcını yapacaktı. Biz de gayet masum bir yaklaşımla haberini yazmıştık. Hani ‘Ah keşke yazmaz olsaydık’ mi demeli… Yoksa ‘İyi ki yazdık, her şeyde vardır bir hayır’ mı? Bunu zaman gösterecek. Ancak bu fikir karmaşasına sebep olan yaklaşımın acımasızlığı var ki, işte asıl öfke yaratan mesele o!
Haftanın üç gecesi (Pazartesi, Çarşamba ve Cuma), saat 23.00’te yayınlanmaya başlayan ‘Bir Kadın Bir Erkek’, ada bakıp değerlendirme önyargılarıyla yaşayan beyinler tarafından, muzır olarak algılanabilir. İzleyenler bilir, bu dizide öyle ‘fafenk’, ‘fan fin fon’ gibi kastettiğini gizleyen uyduruk kelimeler yerine ‘sevişme’ sözcüğünü kullanmanın veya üç beş masum sarılma sahnesinin dışında bir edepsizlik olmadığını! İnanmayanlar ve diziyi tanımayanlar, sözlerimin doğruluğunu http://www.sinema.com/film/1-kadin-1-erkek---bolum-25---yatak/125334 gibi sitelerden izleyip bizzat kavrayabilir. Art niyetsiz yaklaşanlar da çok rahat görür, ‘Yahşi Cazibe’ veya eskinin ‘Türk Malı’ şimdinin ‘Âlemin Kralı’ndaki kahramanların akıllarını sürekli yatak olayı ve fantezilerle bozduğunu! Söylemlerinde farklı kelimeler kullanıp niyetleri kamufle eden bu yapımların yanı sıra ‘Kuzey Güney’ gibi erkek bedenini öne çıkartanları da unutmamak lazım. Tecavüz sahneleri barındıranlaraysa hiç girmiyorum. Velhasıl, cinselliğin türlü kullanımı herkese açık kanallarda oynayan dizilerin genelinde boy göstermekte... Beğenilsin ya da beğenilmesin çağın getirisi bunlar. Dolayısıyla her çekilen diziyi ya da vizyona giren filmi, bütününe ve işlenişine bakmadan, sadece birkaç sahnesiyle körü körüne kötülemenin eleştirmenlikle ve ötesinde vicdanla bağdaşır tarafı olamaz. Tabii, zihinsel problemleriniz yoksa!
Hal böyleyken, ‘Asansör sahnesi’ gibi ahlaksızlıkla uzak yakın ilgisi bulunmayan ‘Bir Kadın Bir Erkek’ dizisiyle ilgili sanal ortamda abartılan haberlere bakıp hezeyana kapılan ve bunları asıl niyetlerini açığa vurmada alet olarak kullanan beyinlerin mevcudiyeti hala sürmekte. Biz de, bu tür yaklaşıma kurban gidenlerdeniz. Dizinin tanıtımını yaptığımız için, ‘çizgiyi aşan’ olarak yorumlanıp dışlananlardanız. Hani siyasi görüşlerin kurum çizgisiyle uyuşmadığına çok şahit olduk da, sanat bakışının çakışmasından dolayı emek kıyımı yapılabileceğini ilk kez(yaşayarak) öğrendik. Olaylara ve insanlara samimiyetle yaklaştığımızdan, tek kuruş menfaat peşine düşmediğimizden olsa gerek yüreğimiz ‘köpek yavrusu’ muamelesini hiç anlayamadı. Mantık gözümüzün kavrayıp kabullenmesine zaten imkân yok! Maalesef, tüm kararların tek kişinin diktatoryasında alındığı kurumlarda uygulama böyle. Neyse, ‘Her şerde bir hayır vardır’ diyen büyüklerimizin özlü sözleriyle yapılan haksızlıkları yorumlama yoluna gitmek en doğrusu. Ama bazen düşünüyorum da, adamlığın sudan ucuz olduğu günümüzde, şerler arttıkça hayırlara daha az yer kalıyor. Yine de iyimser bakmak lazım olaylara. Çevremizdekilerden umut kesmemek ve ruhlarımızı öldürmemek adına buna mecburuz çünkü. Kötülüklerin anasının, emeğe saygısız örümceklenmiş beyinlerde gizli olduğunu unutmamak şartıyla… Teşekkürler, ‘Bir Kadın Bir Erkek’… Tanımadığım insan yüzlerini tanımamı sağladığınız için!
Anibal Güleroğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder