27 Haziran 2010 Pazar

‘Mükemmel Çift’e bu tepki niye?



Efendim bu ne şiddet, bu ne tarafgirlik? Okuyunca gözlerime inanamadım. Yılların köşe yazarı, kendi alanı dışında bir konuya el atması bir yana, o kadar yüklenmiş ki henüz bir bölümüyle Kanal D’de ekrana gelen ‘Mükemmel Çift’ dizisine, sebebini anlamak mümkün değil! Eleştiri, herhangi bir konuda hoş olmayan veya eksik görülen yanların, yapılan yanlışların tarafsız bir gözle görülüp söylenmesi değil midir? Muhakkak ki, ‘yansız eleştiri’ böyle olmalıdır! Fakat ne yazık ki, bunun pratikteki uygulaması çoğu kez ‘takılan gözlüğe göre’ değişim göstermekte. Değerli köşe yazarı, fanatik bir ‘Ezel’ izleyicisi tavrıyla, dizinin, senarist Kerem Deren’in de kabul ettiği gibi ‘Monte Kristo Kontu’ndan uyarlama olduğunu unutarak, yanlı eleştiri ve övgüde bulunmuş! ‘Mükemmel Çift’i çakma sit-com olarak yorumlarken, sanırım onun ilk günden beri ‘The Successfull Mr. And Mrs. Pells’ adlı Arjantin dizisinin yerli versiyonu olduğunun vurgulandığını atlamış. Nasıl ki ‘Türk Malı’, ‘Married With Children’ adlı diziyle benzeşiyorsa; ‘Cuma’ya Kalsa’ dizisi ‘According to Jim’den uyarlamaysa ‘Mükemmel Çift’in de onlardan bir farkı yok! Gelelim dizideki karakter ve oyunculuğun yapmacıklığına… Televizyon dünyasının perde arkası çok mu gerçek ki, onu mizahi biçimde yansıtan dizideki karakterler doğal ve gerçekçi olsun? Oyuncular, rollerinin gereği neyse onu yapmışlar! Peki ya ‘Ezel’de mekân basıp tehditler savuran, kendi intikamı için Ömer’den Ezel yaratan Ramiz Dayı’nın Oscar Wild’dan, Ömer Hayyam’dan alıntılarla bir tür misyon yaratmaya çalışmasının doğallıkla bağdaşır bir yanı var mı? Karşılıklı durup uzun uzun bakışmalar mükemmel bir oyunculuğun gereği mi? Ya da abartılı haykırışlar, vurgulanarak söylenen kelimeler gerçek hayatta kaç kişinin yaptığı hareket biçimi? Maksat, ‘Üzüm yemek değil de bağcı dövmek’ olursa bu kıyaslamaların sonu gelmez…
Burada amaç, bir kanalın ya da dizinin savunuculuğuna soyunmak değil, daha bir bölüm yayınlanmış diziye haksızlık yapmanın yanlış olduğunu vurgulamaktır. Zaten izleyici beğenisini yansıtan reytingler de, ‘Mükemmel Çift’in yazarın yerden yere vurduğu kadar kötü olmadığını gösterir niteliktedir! Yoksa ağacı yaşken kesmek isteyenler bundan mı etkilenmiştir? ‘Ezel’e gelince, eleştirilecek pek çok yönüne rağmen kötü olduğunu söylemek insafsızlık olur ki bu da tarafsız bir eleştirmene yakışmaz! Ancak iddia edildiği gibi, kardeşliği, dostluğu, baba-oğul ilişkisini geliştirecek yönde bir dizi olmadığı da aşikârdır. Aksine, dostluğun ve her türlü değerin çıkar uğruna nasıl kullanılabileceğini yansıtan, intikam hırsıyla dolu bir içeriğe sahiptir, tıpkı orijinalinde olduğu gibi. Yani izleyici öyle ‘ulvi’ duygulardan dolayı ‘Ezel’i beğenip izlemiyor! Bilakis entrikaları, çarpık ilişkileri yansıttığı için reyting alıyor. Netice itibariyle, tüm bu kıyaslamaları yapmadan, ayaküstü çalakalem eleştiride bulunmak, emeğiyle ortaya bir şeyler koymaya çalışanlara karşı haksızlık oluyor! Unutmamak gerekir ki, ülkemizde sinema ve dizi film alanında uğraş verenlerin çabası, köşeden ahkâm kesmekle eşdeğer değil…
Anibal Güleroğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder